Breaking News

TÜRKİYE'NİN EKONOMİSİ

 

Türkiye’nin Ekonomi Politikaları

1923 – 1930 Dönemi 

  • Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu dönemde Osmanlı Devleti’nin ekonomik yapısı devralınmıştır. Bu nedenle bir süre Osmanlı politikaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi politikaları olarak devam etmiştir. 
  • Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye ekonomisi tarıma dayalıydı. Bu dönemdeki sanayi, birkaç küçük çaplı ve askerî amaçlı üretim yapan kuruluştan ibaretti. Bu nedenle cumhuriyetin kurulduğu yıllarda sanayileşmeye önem verilmiş ve ekonominin kalkınması için önlemler alınması gereği önem kazanmıştır. 
  • Bu amaçla 1923’te İzmir İktisat Kongresi toplanmıştır. Sanayici, tüccar, çiftçi ve işçi temsilcilerinin katıldığı bu kongrede bir dizi kararlar alınmıştır. Bu kararlardan biri, siyasi bağımsızlığın ekonomik bağımsızlıkla birleştirilmesidir. 

İzmir İktisat Kongresi’nde alınan ve Türkiye ekonomisini biçimlendiren bazı kararlar şunlardır: 

  • Aşarın kaldırılması 
  • Bir ticaret bankasının kurulması Sanayi bankasının kurulması 
  • Çalışma süresinin günde sekiz saat olması 
  • Çalışanlara haftada bir gün tatil verilmesi 
  • Bu dönemde, yeterli sermayeye sahip olmayan yerli girişimcilerin güçlendirilmesi ve serbest ticaretin benimsenmesi, başlıca ekonomik politikalardandır. Bu dönemin dikkat çekici bir yönü de ekonomik kalkınmanın tarıma dayandırılması olmuştur.

1930 – 1950 Dönemi

  • 1929’da yaşanan ekonomik kriz tüm dünyayı etkilemiş, bu nedenle liberal ekonomi politikasından devletçilik politikasına geçilir.
  • 1931’de merkez bankası, 1932’de Sanayi Kredi Bankası, 1933’te Sümerbank kurulmuştur.
  • 1933-1937 yılları arasında  I. Beş yıllık kalkınma planı uygulanmıştır.
  • II. Beş yıllık kalkınma planı II. Dünya savaşından dolayı başarıya ulaşamamıştır.
  • 1938-1942 yılları arasında Savaş Ekonomisi uygulanmıştır. Yatırımlar azaltılıp ekonomik kaynaklar savunma amaçlı kullanılmıştır.

1950-1960 Dönemi

  • Ekonomik kalkınmanın en hızlı yaşandığı dönemdir.
  • Ekonomide devletin etkisi azalmış, özel sektör desteklenmiştir.
  • Alt yapı çalışmalarına önem verilmiş ve projeler hayata geçirilmiştir.
  • Tarıma, sanayiden daha çok önem verilmiştir.

1960-1980 Dönemi

  • 1960 yılından itibaren tekrar devletçi politikalar uygulanmıştır.
  • Devlet planlama teşkilatı kurulmuş
  • Beş yıllık kalkınma palanları uygulanmıştır.
  • Türkiye’nin dış ticaret açığı artmıştır.

1980-2001 Dönemi 

  • Beş yıllık kalkınma planları uygulanmaya devam etmiştir.
  • Ülkede dış ticaret açığının artmasıyla ekonomik kriz yaşanmıştır.
  • 24 ocak 1980 yılında ‘’24 ocak kararları’’ olarak adlandırılan kararlar sonucunda develüasyona gidilmiştir.
  • Liberal politikalar benimsenmiş ve ekonomide dışa açılma süreci başlamıştır.
  • Sanayi ve ticaret faaliyetleri gelişmiş ancak bu dönemde ekonomi bütçe açığı vermiş, bu amaçla ürünlerin fiyatı arttırılarak açık giderilmeye çalışılmıştır. Ancak burum enflasyonun artmasını beraberinde getirmiştir.
  • 1990 yılında dış borç daha da artmış ve 1994 yılında IMF’den borç alınmıştır.
  • Ancak alınan borçlar ekonomiyi tam olarak canlandıramamış ve 2001 yılında ekonomik kriz yaşanmış ve devalüasyona gidilmiştir.

2001 Sonrası Dönemi

  • Beş yıllık kalkınma planları uygulanmıştır.
  • Dış borçlanma giderilmiştir.
  • Ekonomide devletçilik politikası terk edilmiş, liberal politikaya geçilmiştir.
  • Özelleştirme sayesinde milli gelir artmaya, enflasyon ise düşmeye başlamıştır.
  • Alt yapı ve ulaşım faaliyetlerine önem verilmiştir.

Türkiye Ekonomisi Sektörel Dağılımı

  • Türkiye ekonomisi, birbirine bağlı olan tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinden oluşmaktadır. 
  • Bu sektörlerin herhangi birisindeki gelişme diğerlerini de etkilemektedir. Örneğin sanayinin gelişmesi tarımda makineleşmeyi, bu durum da tarımsal verim ve üretimin artmasını sağlamaktadır. Aynı şekilde tarımsal üretimin artması, bu ürünleri işleyen fabrikaların artmasına ve bu fabrikaların bir kısmının tarım alanlarına yakın yerlere kurulmasına neden olmaktadır. 
  • Tarım ve sanayideki gelişmeler ulaşım, ticaret, turizm gibi hizmet sektörünün kollarını da etkilemektedir. 
  • Tarım sektörü, Türkiye’deki en eski sektördür. Bu sektörün payı cumhuriyetin ilk yıllarında çok yüksekti. Türkiye’nin gelişmesine bağlı olarak tarım sektörünün ekonomideki payı düşerken sanayi ve hizmet sektörlerinin payı artmıştır

Kaynakça: https://kunduz.com/

Hiç yorum yok