Breaking News

İKLİM VE YERŞEKİLLERİ

 

Türkiye İklimi ve Özellikleri

İlkim Nedir?

Bir ülke veya geniş bir bölgede uzun yıllar boyunca değişmeyen hava şartlarının ortalaması iklim olarak tanımlanmaktadır. Hava durumu kısa bir zaman periyodundaki değişimleri ifade ederken, iklim bunun daha uzun zamana yayılmış ve ortalaması alınmış değerlerdir.

Bir bölgenin iklimi; oranın yağış rejimine, yer şekillerine, yükseltisine, enlemine ve denizlere olan uzaklığına göre değişiklik göstermektedir. Sınıflandırması da yağış rejimine ve sıcaklığa bakılarak yapılmaktadır. Bu bilimle uğraşan ve iklimi inceleyen bilim dalına klimatoloji adı verilmektedir.

İklimi meydana getiren unsurlar; deniz-buz, kara-deniz, deniz-hava etkileşimleri ile insan aktiviteleri, volkanik gazlar, arazi kullanımı ve sera gazları gibi faktörlerdir. Bunların bir tanesi tek başına iklimi değiştirmeye yetmez. Ancak hepsi bir araya geldiğinde, genel hava şartları üzerinde belirleyici olmaktadır.

Türkiye’de Görülen İklim Çeşitleri

Türkiye, iklim kuşaklarından ılıman kuşak ile subtropikal kuşak arasında yer alır. Türkiye’nin coğrafî konumu ve yer şekilleri sonucunda ikliminin, farklı özellikte iklim tiplerinin oluşmasına yol açmıştır. Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür. Dağların yüksekliği ve uzanışı deniz etkilerinin iç kesimlere ulaşmasını engeller. Bu nedenle iç kesimlerinde karasal iklim özellikleri görülür.

Karasal İklim

Türkiye’de en geniş alanda görülen iklim tipi karasal iklimdir. Doğu Anadolu, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ve Marmara Bölgesi’nin bazı kesimlerinde görülen karasal iklim, Türkiye’de görülen en kurak iklim tipidir. İklimin kurak ve sıcak geçirilen zamanı yaz aylarıdır.

Kış aylarında ise soğuk bir hava ve kar yağışı hâkimdir. Genel olarak en fazla yağışı ilkbahar aylarında alan karasal iklim bölgelerinde yağış yaz aylarında yok denecek kadar azdır. Bitki örtüsü bozkırdır. Karasal iklim her bölgede farklı özelliklerle kendini gösterir.

İç Anadolu Bölgesi: Ortalama yağış miktarı 300-400 mm civarında seyreden bölgede, kış sıcaklığı ortalama olarak 1-2 °C’dir. En sıcak ay 22 °C ile temmuz ayıdır.
Doğu Anadolu Bölgesi: Bölgede kış sıcaklığının ortalaması -7 °C civarındadır. Yaz aylarında ise ortalama sıcaklık 19 °C’yi geçmemektedir. Genel olarak yazlar kısa ve serin, kışlar uzun ve soğuktur. Bu bölge İç Anadolu Bölgesi’ne oranla bir miktar daha fazla yağış almaktadır. Bu durumda yükseltinin de etkisi göz ardı edilemez.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Bölgede kış aylarında don olaylarına pek rastlanmaz. Yaz aylarında ise çok yüksek derecelerde ve sıcak esintili, sıcak hava dalgası hâkimdir. Bunun en temel nedeni güneyden gelen sıcak rüzgârlardır. Bölgenin kış sıcaklık ortalaması 15 °C’lerde seyrederken; yaz sıcaklığı ortalaması 30-35 °C’lere kadar yükselir. Yağış ortalaması bakımından Doğu Anadolu bölgesi ile benzerlik gösterir. Yağış miktarı 400-700 mm civarındadır.

Trakya Bölgesi: Karasal iklim Marmara Bölgesi’nde yer alan Trakya’nın iç kesimlerinde de görülmektedir. En çok yağmuru ilkbahar ve sonbaharda alan bu bölgenin yaz mevsimi ortalama sıcaklığı 23-24 °C ‘dir.

Akdeniz İklim

Bu iklim tipi, Akdeniz, Ege ve güney Marmara`da görülür. Ancak Marmara’da görülen Akdeniz ikliminin özellikleri daha serttir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Turunçgillerin tarımı için elverişlidir. Güney enlemlerde görüldüğünden don olayı ve kar yağışı kıyı kuşağında ender görülür. Torosların yükseklerinde kışlar kar yağışlı ve soğuktur. En soğuk ay 6,4 °C ortalama ile Ocak ayı, en sıcak ay 26,8 °C ortalama ile Temmuz ayıdır. Yıllık ortalama sıcaklık 16,3 °C’dir. En yağışlı mevsim kış, yıllık yağış ortalaması 725,9 mm’dir. Sıcak olan yaz mevsimi aynı zamanda kuraktır, yağışın %5,7’si bu mevsimde düşer. Yıllık bağıl nem ortalaması %63,2’dir.

Bitki örtüsü doğal alanlarda kızılçam, ormanın tahrip edildiği alanlarda makidir. Genellikle 0-800 metreler arası maki hakimdir. Yüksek alanlarda karaçam, köknar ve sedir ağaçları hakimdir.

Karadeniz İklimi

İsmini bulunduğu kıyılardan alan Karadeniz iklimi genellikle Kuzey Anadolu Dağları’nın Karadeniz’i gören yamaçlarında görülür. Bu iklim tipinde tüm mevsimlerde hemen her zaman yağış vardır.

Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz Bölgeleri’nde en fazla yağış sonbahar aylarında düşerken; minimum yağış ise ilkbahar aylarında düşer. Bu bölgelerin yıllık ortalama yağış miktarı 2000 mm civarındadır ancak Doğu Karadeniz’de bu oran 2500’lere kadar çıkar. Orta Karadeniz’de ise en çok yağış kış aylarında düşerken; en az yağış yaz aylarında düşer.

Orta Karadeniz’in yağış miktarı ortalama 800 mm ile diğer Karadeniz bölgelerine oranla daha azdır. Karadeniz ikliminin doğal bitki örtüsü ormanlardır. Dolayısıyla ülkemizde en çok ormana Karadeniz Bölgesi’nde rastlarız. Daha yüksek yerlerde ise Alpin çayırlarına rastlanır.

Marmara(Geçiş) İklimi

Marmara Bölgesi’nin Kuzey Ege’yi de içine alacak şekilde güney kesiminde görülür. Kışları Akdeniz iklimi kadar ılık, yazları Karadeniz iklimi kadar yağışlı değildir. Karasal iklim kadar kışı soğuk, yazı da kurak geçmemektedir. Bu özelliklerden dolayı Marmara iklimi, karasal Karadeniz ve Akdeniz iklimleri arasında bir geçiş özelliği göstermektedir. Buna bağlı olarak doğal bitki örtüsünü alçak kesimlerde Akdeniz kökenli bitkiler, yüksek kesimlerde kuzeye bakan yamaçlarda Karadeniz bitki topluluğu özelliğindeki nemli ormanlar oluşturmaktadır.

Soğuk ay olan Ocak ayı ortalama sıcaklığı 4,9 °C, sıcak ay olan Temmuz ayı ortalama sıcaklığı 23,7 °C, yıllık ortalama sıcaklık 14,0 °C dir. Ortalama yıllık toplam yağış 595,2 mm’dir ve yağışların çoğu kış mevsiminde düşer. Yaz yağışlarının yıllık toplam içindeki payı %11.7 dir. Yıllık ortalama nispi nem %73’tür.


Türkiye’nin Yeryüzü Şekilleri ve Özellikleri

Türkiye, jeolojik devirlerde gerçekleşen iç ve dış kuvvetlerin etkisi ile bugünkü yeryüzü şekillerine sahip olmuştur. Yeryüzü şekilleri ile dağ, ova, plato, akarsu vb. anlaşılmalıdır. Ülkemizde yeryüzü şekillerinin oluşmasını etkileyen iç ve dış kuvvetleri aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.

İç Kuvvetler: enerjisini yerkürenin içerisindeki magma tabakasından alan iç kuvvetler, yeryüzüne asıl şekli veren güçtür. Kırık ve kıvrım dağlar, volkanik dağ oluşumu, denizler meydana gelen ve med- cezir diye bilinen gel – git olayları, volkanik patlama sonucu yeryüzünün lavlarla örtülmesinde iç kuvvetler oldukça etkilidir. Ülkemizde ise en önemli iç kuvvet, orojenik ve epirojenik hareketlerdir.

Dış Kuvvetler: burada ise enerjiyi güneşten alan bir kuvvet söz konusudur. İç kuvvetlerin etkisi ile oluşan yeryüzü şekilleri dış kuvvetlerin etkisi ile biçimlenmeye başlar. Akarsu, buzul, akıntı, rüzgar gibi aşındırma gücü yüksek olan kuvvetler dış kuvvetler olarak söylenebilir. Ülkemizdeki yer şekillerinin oluşmasındaki en etkili dış kuvvet ise akarsulardır.

Özellikleri

– Yüksek ve engebeli olduğundan yol yapım maliyetleri fazladır.
– Yüksek kesimlerde geniş düzlükler bulunduğundan yaylacılık yaygındır.
– En alçak, düzlük ve ovalık bölge Marmara’dır.
– Kısa mesafede yükselti değişimleri çoktur. Örneğin; Doğu Karadeniz ve Antalya Bölümü.
– Yer şekilleri çeşitlilik gösterdiğinden, iklim, tarım, bitki örtüsü ve nüfus yoğunluğu çeşitlilik göstermektedir.
– Dağlar kuzey ve güney kıyılarımızda denize paralel uzanır. Boyuna kıyı tipi görülür. Kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım tünel ve – geçitler ile sağlanır.
– Doğu Karadeniz ve Antalya Bölümü kıyılarında falezler çoktur. Kıta sahanlığı dardır.
– Ege kıyılarının gerçek uzunluğu ile kuş uçuşu uzunluğu arasındaki fark çoktur.
– Jeolojik olarak yakın dönemde oluşturğu için aktif fay kuşakları boyunca sık sık tektonik deprem görülür

Yer Yüzü Şekilleri

Türkiye’nin Dağları

Türkiye’de en yaygın yeryüzü şekli olarak dağlar görülmektedir. Bu dağlar iklim, bitki örtüsü nüfus yoğunluğu ve ekonomik alandaki faaliyetlerde oldukça etkili olmuştur. Kıyıdan yükseğe doğru çıkıldığında bitki örtüsü çeşitliliği artar. Genellikle doğu- batı yönünde sıradağlar mevcuttur. Ülkemizdeki dağlar orojenik ve volkanik patlamalar sonucu oluşmuştur.

Orojonezle Oluşan Dağlar

Orojenez dağ oluşumu anlamına gelmektedir. Tortullar, milyonlarca yıl boyunca levhalar arasında birikir. Levhaların yakınlaşması sonucunda ise dağlar oluşur. Sert kütleler kırıklı dağları oluştururken, yumuşak kütleler kıvrım dağlarını meydana getirir.

Kırıklı Dağlar: Orojenik hareketin ardından bazı dağlar kıvrılamaz. Kıvrılamayan bu dağlar kırılmaya başlarlar. Kırılmanın ardından bazı bölgeler çökmekte, bazı bölgeler ise yüksekte kalmaktadır. Yüksekte kalan kısımlara “horst”, alçakta kalan kısımlara “graben” denmektedir. Fay hatları ise Horst ve grabenler arasında bulunurlar. Özellikle Ege Bölgesi’ndeki dağlar bu şekilde meydana gelmiştir.

Ülkemizdeki kırıklı dağlar;

Ege Bölgesindeki Kırıklı Dağlar
* Menteşe Dağları,
* Kaz Dağları,
* Bozdağlar,
* Madra Dağları,
* Aydın Dağları,
* Yunt Dağları,

Akdeniz Bölgesindeki Kırıklı Dağlar
* Nur Dağları.

Kıvrım Dağlar: Kıtaların yer değiştirmesi sonucu jeosenklinaller yüksek basınca maruz kalırlar. Şayet esnek bir yapıya sahipse kıvrılırlar ve kıvrım (kıvrımlı) dağlar oluşmuş olur. Oluşan bu kıvrımlar kubbe yapıda ise “antiklinal” adı verilir. Çukur şeklinde ise “senklinal” olarak adlandırılır.

Türkiye’deki Kıvrımlı Dağlar; 

Marmara Bölgesi Kıvrımlı Dağlar
Koru Dağları
Samanlı Dağları
Yıldız Dağları

Karadeniz Bölgesi Kıvrımlı Dağlar
Canik Dağları
Köroğlu Dağları
Rize Dağları
Mescit Dağları
Kaçkar Dağları
Küre Dağları
Ilgaz Dağları

İç Anadolu Bölgesi Kıvrımlı Dağlar
Hınzır Dağları
Tecer Dağları
Sündiken Dağları
Akdağ
Sivrihisar Dağları

Doğu Anadolu Bölgesi Kıvrımlı Dağlar
Palandöken
Maden Dağları
Karasu–Aras Dağları
Cilo Dağları
Mengene Dağları
Allahuekber Dağları
Hakkari Dağları
Malatya Dağları
Mercan (Munzur) Dağları

Akdeniz Bölgesi Kıvrımlı Dağlar
Aladağlar
Geyik Dağları
Sultan Dağları
Bolkar Dağları
Barla Dağları

Ege Bölgesi Kıvrımlı Dağlar
Emir Dağları
Simav Dağları
Murat Dağları
Eğrigöz Dağları

Güney Doğu Anadolu Bölgesi Kıvrımlı Dağlar
Mardin Dağları

Volkanizmayle Oluşan Dağlar

Yer kabuğunun merkez kısmında yüksek derecede ve erimiş halde bulunan magma, basınç arttığında yerküredeki çatlak olan kısımlardan dışarı çıkması sonucu volkanik dağlar meydana gelir.

İç Anadolu Bölgesi Volkanik Dağlar
Melendiz Dağı
Karacadağ
Karadağ
Erciyes Dağı
Hasandağı

Doğu Anadolu Bölgesi Volkanik Dağlar
Nemrut
Süphan
Tendürek
Ağrı

Ege Bölgesi Volkanik Dağlar
Manisa-Kula Volkanları

Marmara Bölgesi Volkanik Dağlar
Uludağ

Akdeniz Bölgesi Volkanik Dağlar
Hatay-Hassa

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Volkanik Dağlar
Karacadağ

Türkiye’deki Dağların Coğrafi Dağılımı

Kuzey Anadolu Dağlar: Alp Himalaya dağ kuşağının ülkemizdeki kuzey kısmı meydana getiren dağlardır. Karadeniz Bölgesi’nde kıyıya paralel olarak iki sıra şeklinde uzanan bu dağların birinci sırası; Canik, Küre, Giresun, Gümüşhane, Kalkanlı, Rize ve Trabzon Dağları’dır. Batıdan doğuya doğru uzanan ikinci sıra ise Köroğlu, Ilgaz, Yıldız, Deveci, Çimen, Kop, Mescid ve Yalnızçam Dağları’dır.

Güney Anadolu Dağları: Batı ve Orta Toros dağ sıraları bu dağları oluşturur. Batı Toroslar Antalya Körfezi’nin her iki tarafına uzanır, Elmalı, Bey, Geyik ve Sultan Dağları’ndan oluşur. Orta Toroslar ise Taşeli Platosu ile Uzun Yayla arasında kalan bölgedeki dağları kapsar. Bolkar, Aladağlar, Tahtalı, Binboğa ve Nur (Amanos) Dağları’ndan oluşmaktadır.

Güneydoğu Anadolu Dağları: Bu dağ sırasının zirve noktası Hakkari ilindeki Buzul dağıdır. (Uludoruk 4135 m) Bu dağ sırasında ise; Malatya Dağları, Genç Dağlar, Hakkari Dağları, Bitlis Dağları ve volkanik bir dağ olan Karacadağ bulunmaktadır.

Doğu Anadolu Dağları: Büyük çoğunluğu Orta torosların devamı niteliğindeki sıradağlardır. Tahtalı, Mercan, Aras, Karasu Dağları’dır. Ayrıca volkanik birer dağ olan Büyük ve Küçük Ağrı, Süphan, Tendürek ve Nemrut Dağları da bu bölgede bulunan dağlardır.

İç Anadolu Dağları: Sultan, Sündiken, Tecer, Çamlıbel, Akdağlar, Hınzır Dağları ile; Erciyes, Melendiz, Hasan, Karadağ ve Karacadağ gibi bir çok volkanik dağ iç Anadolu bölgesinde bulunmaktadır.

Batı Anadolu Dağları: Kırılma sonucu olarak oluşan horstlar genellikle bu bölgede sıkça görülmektedir. Biga, Kaz, Madra, Yund, Bozdağlar, Aydın ve Menteşe Dağları bu bölgedeki dağlardır.

Türkiye’nin Platoları

Plato, akarsular tarafından derin vadilerle yarılmış düzlüklere denilmektedir.Ülkemizde ise en çok Tuz Gölü ve çevresinde plato oluşumuna rastlanılır. Türkiye’de platolar geniş alanlıdır. Türkiye’nin arazisi her ne kadar engebeli ve dağlık olsa da üçüncü ve dördüncü jeolojik dönemlerdeki toplu yükselmelerin ardından platolar bu kadar çok oluşmuştur. Platolar oluşum şekillerine göre volkanik, karstik, tabaka düzlüğü platoları ve aşındırma platoları olarak dörde ayrılırlar.

Volkanik Platolar: Akarsuların lav tabakasını yarması sonucu oluşmuşlardır. Bu platoların toprak verimliliği oldukça yüksektir. Fakat bu platolar çok yüksekte olduğu için iklim şartları elverişsiz olduğundan önemli bir bölümü tarım arazisinde kullanılamaz. Erzurum-Kars Platosu ve Ardahan Platosu birer volkanik platodur.

Karstik Platolar: Eriyebilen kayaç yapısına sahip araziler, akarsular tarafından aşındırılır ve karstik platolar oluşur. Akdeniz Bölgesinde bulunan Taşeli ve Teke Platoları birer karstik platodur.

Tabaka Düzlüğü Platoları: Yatay duruşlu ismi ile de bilinen bu platolar, kumlu, killi ve tortullu tabakaların, akarsular tarafından aşındırılması sonucu meydana gelir. İç Anadolu Bölgesindeki Obruk, Cihanbeyli, Haymana, Bozok, Uzunyayla ve Yazılıkaya bu tür platolara örnek olarak verilebilir. Ayrıca Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Gaziantep ve Şanlıurfa Platoları da bu tür platolar içerisindedir.

Aşındırma Platoları: Akarsu veya rüzgarın çok uzun yıllar yeryüzü şekillerini aşındırmasından sonra oluşan platolardır. Marmara Bölgesindeki Çatalca Kocaeli Platosu ile Karadeniz Bölgesindeki Perşembe Platosu bu tür platolar arasında gösterilebilir.

Türkiye’nin Ovaları

Türkiye’nin ovaları tektonik ovalar, delta ovaları, karstik ovalar, lav örtüsü ovaları, eski göl yeri ovaları ve dağ eteği ovalarından oluşmaktadır. Ova, akarsularca yarılmamış olan ve genellikle üzerinde tarımsal faaliyetlerin yapıldığı düzlüklere denilmektedir.

Tektonik (Çöküntü) Ovaları

Fay hatlarından kaynaklı oluşmuş çöküntülere akarsuların alüvyon taşıması sonucu oluşmuşlardır. Bölgelere göre tektonik ovaları şöyle sıralayabiliriz.

Ege Bölgesi: Soma Ovası, Bergama Ovası, Turgutlu Ovası, Akhisar Ovası, Salihli Ovası, Torbalı Ovası, Söke Ovası, Alaşehir Ovası, Ödemiş Ovası, Yeni Pazar Ovası ve Koçarlı Ovası.

Marmara Bölgesi: Adapazarı Ovası, Balıkesir Ovası, Mustafa Kemalpaşa Ovası, Bursa Ovası, Ergene Ovası ve İnegöl Ovası.

Akdeniz Bölgesi: Amik Ovası ve Kahramanmaraş Ovası.

Karadeniz Bölgesi: Bolu Ovası, Düzce Ovası, Sulu Ova, Tosya Ovası, Taş Ova, Merzifon Ovası, Erbaa Ovası, Niksar Ovası, Zile Ovası, Turhal Ovası ve Artova.

Doğu Anadolu Bölgesi: Elazığ Ovası, Malatya Ovası, Varto Ovası, Karlıova, Hınıs Ovası, Elbistan Ovası, Iğdır Ovası, Erzurum Ovası, Erzincan Ovası, Yüksekova, Pasinler Ovası ve Tercan Ovası.

İç Anadolu Bölgesi: Kayseri Ovası, Konya Ovası, Develi Ovası, Aksaray Ovası, Eskişehir Ovası ve Çubuk Ovası.


Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Ceylanpınar Ovası, Suruç Ovası, Birecik Ovası ve Harran Ovası.

Delta Ovaları

Türkiye’nin ovaları içinde bolca bulunan delta ovası, akarsuyun aşındırarak taşıdığı alüvyal malzemelerin deniz kıyısına biriktirmesi sonucu oluşan bir ova çeşididir.

 Akarsu yoksa delta ovası da yoktur.
 Gelgit yani medcezir olayının olmaması gerekir.
 Deniz kıyısında derinliğin fazla olmaması gereklidir.
 Akarsuyun bolca alüvyal malzeme taşıması gerekmektedir.
 Deltanın oluşacağı kıyıda güçlü akıntıların olmaması gerekir.
 Akarsu havzasındaki arazinin jeolojik yapısının kolay aşınabilen tabakalardan oluşması gerekir.

Ege Bölgesi: Balat ovası (Büyük Menderes ile), Selçuk – Efes ovası (Küçük Menderes ile), Menemen ovası (Gediz ile), Dikili ovası (Bakırçay ile) Ege bölgesinde bulunan delta ovaları içindedir.

Akdeniz Bölgesi: Çukurova (Seyhan ve Ceyhan ile) ve Silifke ovası Akdeniz bölgesinde bulunan delta ovalarıdır.

Karadeniz Bölgesi: Bafra ovası (Kızılırmak ile) ve Çarşamba ovası (Yeşilırmak ile) Karadeniz bölgesinde yer alan delta ovalarıdır.

Karstik Ovalar

Kalkerli toprakların erimesi sonucunda oluşan ve tamamı Akdeniz bölgesinde bulunan ovalara Karstik Ovalar denir. Karstik ovaların diğer adına Polye Ovaları denir.

Eski Göl Yeri Ovaları

İç Anadolu bölgesinde yaygın olarak bulunan bu ova çeşidi, göl olan yerlerin sularının zamanla çekilmesiyle oluşan çanakların, sel ve akarsuların taşıdığı alüvyal malzeme ile dolması sonucu oluşmuştur.

Lav Örtüsü Ovaları

Volkanizmanın hareketleri sonucu ortaya çıkan ovalardır. En yaygın Doğu Anadolu bölgesinde bulunur. Muradiye ovası, Malazgirt ovası ve Çaldıran ovası lav örtüsü ovalarına örnektir.

Dağ Eteği Ovaları

Türkiye’nin ovaları içinde inceleyeceğimiz son ova çeşidi olan dağ eteği ovaları, dağlık bölgede taşınan malzemelerin dağın eğiminin az olduğu yerlerde birikmesi sonucu ortaya çıkan ovalardır.


Kaynakça : https://www.basarisiralamalari.com/

                   

Hiç yorum yok